Translate
28 Mayıs 2009 Perşembe
► SAATLER NİÇİN İLERİ-GERİ ALINIR?
► KURŞUNKALEMLERİN ÇOĞU NİÇİN ALTIGEN VE SARI RENKTEDİR?
► BİR SAAT NİÇİN 60 DAKİKADIR?
- Bir yıl 12 aydır.
- Bir yıl 52 haftadır.
- Bir ay 28-31 gündür.
- Bir ay 4-5 haftadır.
- Bir hafta 7 gündür.
- Bir gün 24 saattir.
- Bir saat 60 dakikadır.
- Bir dakika 60 saniyedir.
- Bir saniye 100 mili saniyedir.
Görüldüğü gibi, bir gün kaç saniyedir diye sorulduğunda bile kafadan hesaplanamayacak kadar karışık bir bölünme. Önce gün 24'e, sonra 60'a, sonra bir daha 60'a bölünüyor. Saniyeden sonraki bölünmeler ise ondalık sistemle gidiyor. İşte çocukların zaman hesaplarında zorlanmalarının sebebi…
Bir günde niçin 24 saat olduğunu kimse bilmiyor. Bu rakamın güneş saatini ilk kullanan Mısırlılardan kaynaklandığı sanılıyor. Yere dikilen yüksek bir taşın gölgesi sabah batıya, akşam doğuya düşüyordu ve Mısırlılar bu arayı altıya bölmüşlerdi. Dolayısı ile bir gün 24 bölüm oluyordu.
12 sayısı 2, 3, 4 ve 6 ile bölünebildiğinden, o zamanlar en çok kullanılan sayı birimi idi ki, bugün bile düzine adı altında sayı birimi olarak kullanılmaktadır.
Mısırlılar ayrıca 30 günlük ay ve 360 günlük yıl takvimini uyguluyorlardı. Bugün bir dairenin 360 dereceye bölünmesinin sebebinin de bu olduğu sanılıyor.
Yaklaşık 3 bin yıl önce, bugün Irak olarak bilmen yerde yaşayan, Babilliler ise 60 sayısını matematik sistemlerinde temel olarak almışlardı. 2, 3, 4, 6, 12, 15, 20 ve 30 ile bölünebilen ve 360'ı da bölen bu sayı dakika ve saniyenin birimi olarak alındı. O zamanlar için onluk sistem, yani on sadece 2 ve 5'e bölünebilen zavallı bir sayı idi.
Saniyenin bölümleri ise o devirlerde ölçülemiyordu, ölçüle-bilmeye başlandığında ise dünya ondalık sisteme geçmişti ve bu esas alındı.
► İSKAMBİL KÂĞITLARINDAKİ ŞEKİLLERİN ANLAMI NEDİR?
► SAATİN AKREP VE YELKOVANI NİÇİN SAĞA DÖNÜYOR?
26 Mayıs 2009 Salı
► BOZUK PARALARIN KENARLARI NİÇİN TIRTIKLIDIR?
23 Mayıs 2009 Cumartesi
► KABAK ÇEKİRDEĞİ VE FAYDALARI
22 Mayıs 2009 Cuma
► NİÇİN TAHTAYA VURUYORUZ?
► MERDİVENİN ALTINDAN GEÇMEK NEDEN UĞURSUZLUK SAYILIR?
18 Mayıs 2009 Pazartesi
► AYNA KIRILMASININ UĞURSUZLUK GETİRDİĞİ İNANCI NEREDEN GELİR?
15 Mayıs 2009 Cuma
► ERKEK KIYAFETLERİNDE DÜĞMELER NİÇİN SAĞDADIR?
12 Mayıs 2009 Salı
► ERKEKLER NİÇİN KRAVAT TAKAR?
► ÖRF, ADET, GELENEK VE GÖRENEK NEDİR?
► GELİNLİKLERİN RENGİ NİÇİN BEYAZDIR?
9 Mayıs 2009 Cumartesi
► HAYVANLARDAN VE HAYVAN YAĞLARINDAN GELEN ŞİFA
► ERKEKLER ESKİDEN NASIL TIRAŞ OLUYORLARDI?
► ANNELER GÜNÜ VE TARİHÇESİ
- (AF): Modersdag
- (BS): dan majki
- (CZ): Den Matek
- (DA): Mors dag
- (EN): Mother's day
- (NL): Moederdag
- (DE): Muttertag
- (LT): Motinos diena
- (NO): Morsdag
- (ES): Dia de la Madre
- (SV): Mors dag
- (TR): Anneler Günü
7 Mayıs 2009 Perşembe
► ESKİ İNSANLAR TUVALETLERİNİ NASIL YAPIYORLARDI?
► KISA MESAJ NEDEN 160 KARAKTERDİR?
2 Mayıs 2009 Cumartesi
► DOMUZ GRİBİNİN SEBEPLERİ, BELİRTİLERİ, KORUNMA YOLLARI VE TEDAVİSİ
Domuz gribi akut solunum yoluyla domuzları etkileyen A tipi bir bulaşıcı hastalıktır. Bu virüs domuzlar arasında direkt ya da dolaylı etkileşim yoluyla bulaşıyor. Bu hastalık vakaları kış ve bahar aylarında artış gösteriyor ancak bütün yıl boyunca da devam ediyor. Domuz gribi normalde sadece domuzları etkiliyor. Fakat bu virüs bazen tür bariyerini aşarak insanı da etkileyebiliyor. Domuz gribi belirtileri dönemsel zatürree ile çok benzerlik göstermektedir ve bazen ölümlere bile neden olabilmektedir. Bu belirtiler arasında ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrıları, baş ağrısı, titreme, yorgunluk, ishal ve kusma gibi belirtiler sayılabilir. Bu virüs ayrıca zaten bireyde var olan kronik hastalıkları daha da kötüleştirebilir.
Bu Hastalık Domuz Eti Tüketimi ile Bulaşır mı?
Bu hastalığın insanlara domuz ya da domuz mamülleri katkılı ürünlerin tüketilmesi sonucu bulaştığına dair herhangi bir delil yok. Eğer domuz yeterince pişirilirse bu virüs bulaşmaz. Bu virüs 160-170 derece sıcaklıkta yok oluyor.
Bu arada İslâm’a göre domuz ürünlerinin tüketiminin haram olduğunu belirtmekte yarar var.
İnsanlar Bu Virüse Nasıl Yakalanırlar?
İnsanlar bu virüse genellikle domuzlarla direk temas kurduklarında ve virüs bulaşmış yerlerde bulundukları zaman yakalanırlar. İnsan insana temas ta bu virüsün bulaşmasının bir diğer yoludur. Ayrıca virüs tıpkı diğer mevsimlik gripler gibi solunum yolu ile de bulaşmaktadır.
Kendisine Virüs Bulaşan Bir Kişi Bunu Diğer İnsanlara Ne Kadar Zamanda Bulaştırır?
Eğer şahıs bu hastalığın belirtilerini üzerinde taşıyacak şekilde hastalığa yakalanmışsa bu kişinin bu hastalığı bulaştırması en fazla 7 gün sürer. Bu zaman dilimi çocuklarda daha kısadır.
Hastalıktan Korunma Yolu Nedir?
Hastalığa yakalanmış insanlarla direkt temastan kaçının. Ellerinizi özellikle de öksürdükten ve hapşırdıktan sonra sabun ve bol su ile yıkayın. Özellikle de hapşırırken ve öksürürken mendil kullanın ve bu mendili daha sonra atın. Eğer size virüs bulaştıysa evden çıkmayın ve diğer insanlarla direk temastan kaçının. Hastalığın daha fazla yayılmasını engellemek için elinizi gözünüze, burnunuza ve ağzınıza temas ettirmeyin.
Acil ve Erken Belirtiler Nelerdir?
Çocuklarda erken belirtiler şu şekildedir:
- Hızlı solunum veya sorunlu nefes alma
- Mavimsi cilt rengi
- Yeterli sıvı tüketmeme
- Uykudan zor uyanma ve insanlarla iletişim kuramama
- Huysuzluk ve sinir bozukluğu
- Çeşitli nezle belirtilerinin görülmesi ve daha sonra bu belirtilerin gelişerek yüksek ateş ve öksürüğe dönüşmesi
Yetişkinlerde görülen belirtiler ise şunlardır:
- Nefes alma zorluğu ve nefes darlığı
- Karın ve göğüste basınç ve ağrı
- Ani baş dönmesi
- Şiddetli veya devamlı kusma
Domuz Gribinin Bir Tedavisi Var mı?
Bazı anti-virüs ilaçları virüsün üremesini durdurabiliyor. Bu ilaçlar hastanın rahatlamasına ve hastalığın etkisinin kırılmasına yarıyor. Bu ilaçlar ayrıca ciddi olumsuz etkilerini de ortadan kaldırıyor. Bu anti-virüs ne kadar erken alınırsa o kadar iyi sonuçlar gösteriyor.
Domuz Gribini Engelleyecek Bir Aşı Var mı?
Henüz değil. Bu virüsün çeşitli aşılara çok seri uyum sağlamasından kaynaklanıyor. Virüsün bu kabiliyeti yeterli ve etkili bir aşı üretilmesini maalesef engelliyor. Hali hazırda Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği aşılar arasında bu virüsle alakalı herhangi bir aşı yoktur.
Domuz Gribi (Swine Flu) Nedir?
Domuzlarda hastalığa yol açan bir mikro-organizma olan influenza tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığıdır.
Domuz Gribinin İnsan Sağlığına Etkileri Nelerdir?
İnsanlar arasında domuz gribi enfeksiyonu, tek tek vakalar olarak ya da salgınlar halinde görülebilir. Klinik belirtileri gribe (mevsimsel influenzaya) benzerdir. Bunlar; ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vucut ağrısı, halsizlik ve bitkinlik şeklindedir. Ancak bazı vakalarda hiçbir belirti görülmezken bazıları ölümle sonuçlanabilmektedir.
Domuz Gribinin Belirtileri Nelerdir?
Domuz influenza A virus enfeksiyonunda; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücutta ağrı, yorgunluk, kırgınlık, baş ağrısı, üşüme görülebilir. Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishal de görülmektedir. Mevsimsel gribe benzer şekilde, insandaki domuz gribinin şiddeti hafiften ağıra değişebilmektedir. Ağır vakalarda solunum yetmezliği ve bazen de ölüm görülebilmektedir.
Domuz Gribi Virüsü Nasıl Bulaşır?
İnsanlar domuz gribini genellikle enfekte olmuş domuzlardan almaktadır. Ayrıca şu anki salgında insandan insana bulaşmanın olduğu görüşmektedir. İnsandan insana bulaşmada yakın temas, hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşmak önemli rol oynamaktadır.
Domuz Gribinin Kuş Gribinden Farkı Nedir?
Kuş gribi, kuşlardan insana bulaşan bir hastalıktır. İnsandan insana bulaşma vakası görülmemiştir. Domuz gribinde ise hem domuzlardan insana, hem de insandan insana bulaşma vakaları tespit edilmiştir.
Domuz Gribi Vakaları Nerelerde Görülmüştür?
26 Nisan 2009’da Meksika’da doğrulanmış 18 vaka bildirmiştir. Halen araştırılmakta olan şüpheli vakalar ülkenin 32 eyaletinin 19’undan bildirilmiştir. Meksika Başkanı Felipe Calderon 81 ölümün salgından kaynaklandığından şüphelenildiğini ve halen 374 kişinin hastanelerde yatmakta olduğunu bildirmiştir. 929 kişinin ise solunum yolu hastalığı nedeniyle hastanelere başvurduğunu ve yapılan inceleme sonunda evlerine gönderildiği bildirilmiştir.
26 Nisan 2009’da ABD’de doğrulanmış 20 vaka bildirmiştir. Bunların 8’i New York, 7’si Kalifornia, 2’si Teksas, 2’si Kansas ve 1’i Ohio eyaletlerindendir. Şu ana kadar ölüm bildirilmemiştir. Ayrıca İspanya’da 2 vaka ve Kanada’da 6 vaka bildirilmiştir.
Hastalığın Görüldüğü Ülkelere Seyahat Edeceğim, Neler Yapmam Gerekir?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanmış seyahat kısıtlaması yoktur. Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunulmaması, bulaşma riskini azaltacaktır. Solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklar için olduğu gibi başta sabunla el yıkama gibi kişisel hijyen önlemlerini uygulamak son derece önemlidir. Gidilen ülkelerin yerel otoritelerinin öngördüğü tedbirlere uyulması ve gerektiği durumlarda basit cerrahi maske kullanılması hastalığın bulaş riskini azaltacaktır. Ayrıca grip belirtileri görüldüğünde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Hastalığın Görüldüğü Ülkelere Seyahat Ettim, Ne Yapmam Gerekir?
Hastalık şu ana kadar Meksika, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İspanya’da görülmüştür. Son 2 hafta içinde hastalığın görüldüğü ülkelere ziyarette bulunmuşsanız ve başta 38ºC’ den yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücutta ağrı, yorgunluk, kırgınlık, baş ağrısı, üşüme, kusma ve ishal gibi grip benzeri belirtileriniz varsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir. Böyle belirtiler sadece grip yada domuz gribi hastalıkları sonucu ortaya çıkmaz. Zatürree, nezle, bronşit gibi başka birçok solunum yoluyla bulaşan hastalık da benzer belirtiler gösterebilir. Bu durumların ayırt edilebilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gereklidir.
Uluslararası Seyahate Çıkmayı Planlıyorum, Hastalıktan Korunmak İçin Neler Yapmalıyım?
Halen Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, seyahatin ya da ticaretin kısıtlanması gerekmediğini bildirmektedirler. Genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması şu an için yeterli önlemlerdir.
En etkili önlem el yıkamadır. Öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnunuzu tek kullanımlık mendil ile kapatın ve mendili atın. Özellikle hapşırma yada öksürme sonrasında ellerinizi su ve sabunla yıkayın. Alkol bazlı el dezenfektanları kullanılabilir. Hastalığın başlıca insandan insana, hapşırma, öksürme gibi yollarla bulaştığı düşünüldüğünden hasta kişilerle temastan kaçınmak uygun bir korunma yöntemidir. Kirli ellerle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmak buradaki virüslerin elleriniz yoluyla yayılmasına neden olabilir. Bol sıvı gıda tüketin, iyi beslenin, dinlenmeye dikkat edin.
Domuz gribi ile ilgili daha detaylı bilgileri aşağıdaki linklerden takip edebilirsiniz:
T.C. Sağlık Bakanlığı internet sayfası : www.grip.saglik.gov.tr
Dünya Sağlık Örgütü internet sayfası : www.who.int
► TRAFİK LAMBALARI NEDEN KIRMIZI, SARI VE YEŞİLDİR?
Beyaz renkli 'geç' sinyali diğer sokak lambaları ile karıştırılabiliyordu. Ama daha da kötüsü 'dur' işaretlerine konulan kırmızı mercekler yerlerinden düşünce ışık beyazlaşıyor, 'geç' sinyali olarak algılanıyor ve kazalara yol açabiliyordu. Sonunda demiryolcular kırmızıyı 'dur', yeşili 'geç', sarı rengi de 'ikaz' sinyali olarak kullanmaya başladılar.
Bilindiği gibi sarı, renk spektrumu içinde en göz alıcı renktir. Böylece makinist bir sinyalin bulunması gereken yerde beyaz ışığı görürse, bir şeylerin yanlış olduğunu anlıyor ve tedbirini alıyordu.
Karayollarına gelince; yollarda sadece atların ve at arabalarının bulunduğu tarihlerde bile dünyanın büyük şehirlerinde trafik sorundu. İlk trafik lambası otomobillerin ortaya çıkmasından çok önce 1868'de Londra'da kullanıldı. Gazla yakılan ve bir eksen etrafında döndürülebilen kırmızı ve yeşil lambalar bir yıl sonra patlayıp, kendilerini çeviren polisi de yaralayınca bu uygulama ortadan kalktı.
Ama öte yandan otomobillerin ortaya çıkması ve şehirlerde dolaşmaya başlamalarıyla birlikte durum iyice kötüleşti. Çeşitli şehirlerde değişik uygulamalar yapıldı. Demiryollarındaki uygulama örnek alındı ama demiryollarında birbirine paralel iki hat vardı. Bu sistem iki yolun kesiştiği kavşaklarda işe yaramıyordu.
Sonunda günümüzdekilere benzeyen ilk elektrikli otomatik trafik lambasını, ilkokul mezunu ve ABD'deki Cleveland'da otomobil sahibi ilk siyah olan Garrett Morgan geliştirdi. 1914'te ilk denemelerine başlayan Morgan 1923'de de patentini aldı. Morgan 1963'te ölümünden az önce patentini 40 bin dolara General Electric firmasına sattı.
Morgan'ın lambaları demiryollarına benzer şekilde bir 'T' üzerinde kırmızı ve yeşil iki lambadan ibaretti. Çok geçmeden ikaz anlamında sarı lamba da ilave edildi ve uygulama bütün dünyaya süratle yayıldı. Aradan geçen yıllara rağmen sarı renk hâlâ 'ikaz' anlamındadır ama günümüz sürücüleri onu 'geç' sinyali olarak algılıyorlar.